destek@sayedraterapi.com
destek@sayedraterapi.com

Sayedra Terapi > Blog > Bilişsel Çarpıtma ve Depresyon: Zihinsel Sağlıkta Önemli Bir Bağlantı

Bilişsel Çarpıtma ve Depresyon: Zihinsel Sağlıkta Önemli Bir Bağlantı

Bilişsel Çarpıtma ve Depresyon: Zihinsel Sağlıkta Önemli Bir Bağlantı

Günümüzde, psikolojik rahatsızlıkların altında yatan karmaşık faktörler giderek daha fazla incelenmekte ve anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, bilişsel çarpıtma ve depresyon arasındaki ilişki giderek artan bir ilgi görmektedir. Bilişsel çarpıtmalar, bireyin düşünce süreçlerinde yer alan yanlış yargıları veya hatalı düşünme kalıplarını ifade ederken, depresyon ise duygusal durumun önemli bir göstergesi olarak kabul edilir.

Bilişsel çarpıtma, kişinin düşünce süreçlerinde yer alan yanlış yargıları veya hatalı düşünme kalıplarını ifade eder. Bu çarpıtmalar, genellikle gerçeklikten sapmış, abartılmış veya yanıltıcı bir şekilde algılanan düşüncelerdir. Örneğin, siyah-beyaz düşünme, kişisellemek, katastrofik düşünme gibi çarpıtmalar sıkça görülmektedir. Bu çarpıtmalara örnek verecek olursak;

Örnek senaryo:

Ahmet, son zamanlarda iş yerinde yaşadığı bir hata nedeniyle kendini oldukça kötü hissetmektedir. Bu hata, patronunun dikkatini çekmiş ve ona karşı başarısız olduğunu düşündürmüştür. Depresyonu derinleştikçe, Ahmet bilişsel çarpıtmalar yaşamaya başlar.

Bilişsel Çarpıtma Örneği:

Olumsuz Filtreleme: Ahmet, son dönemdeki iş başarısızlığına odaklanır ve kendi yeteneklerini göz ardı eder. Patronunun onun başarısız olduğuyla ilgili tek bir olaya odaklanırken, daha önceki başarılarını veya becerilerini görmezden gelir. Bu, olumsuz bir bakış açısıyla gerçekleri filtreleyerek sadece olumsuz tarafları görmesine neden olur.

Katastrofik Düşünme: Ahmet, yaşadığı hata üzerine büyük bir felaket senaryosu kurar. Hatanın sonuçlarını abartarak, işini kaybetme ve maddi olarak iflas etme gibi en kötü senaryoları düşünmeye başlar. Gerçekçi olmayan şekilde, küçük bir hata veya başarısızlık durumunu hayatının tamamen çökmüş olduğu şeklinde algılar.

Kişiselleştirme: Ahmet, yaşadığı hatayı sadece kendi yeteneksizliği ve yetersizliği olarak görür. Patronunun tepkisini kişisel bir saldırı olarak algılar ve bu durumu sadece kendi başarısızlığı olarak yorumlar. Olayı dış etkenlerle ilişkilendirmek yerine, bunu tamamen kendi eksikliklerine bağlar.

Bu örnekte, Ahmet'in depresyonu derinleştikçe bilişsel çarpıtma deneyimlediği görülmektedir. Gerçeklikten sapmış, abartılmış veya yanıltıcı düşünceleriyle, kendini daha da kötü hissetmekte ve depresyonu artmaktadır. Ahmet, terapi veya destek alarak bu çarpıtmaları tanımayı ve değiştirmeyi öğrenerek duygusal olarak daha sağlıklı bir şekilde başa çıkabilir.

 

Depresyon, kaygı bozuklukları gibi, düşünce ve inançların bireyin duygusal durumunu etkileyen temel faktörler olduğu psikolojik bir durumdur. Depresyondaki bireylerin sıkça olumsuz düşünce kalıplarına sahip oldukları gözlemlenmektedir. Beck'in çalışmalarına göre, bireyin çocukluktan itibaren deneyimlediği olumsuz olaylar, bu olumsuz düşünme kalıplarının oluşmasında etkili olabilir. Depresyondaki bireyler, genellikle kendilerini değersiz veya başarısız olarak algılarlar ve bu düşüncelerini pekiştiren bilişsel yanılsamalara saplanırlar.

Bilişsel çarpıtmaların depresyon üzerinde önemli etkileri vardır. Bu çarpıtmalar, bireyin duygusal durumunu olumsuz yönde etkileyebilir ve depresyonun daha derinleşmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca, bilişsel çarpıtmaların farkında olmayan bireyler, olumsuz düşüncelerini gerçeklerle karıştırarak kendi kendilerine zarar verebilirler.

Depresyonun psikolojik özelliklerinde, kaygı bozukluklarında olduğu gibi, düşünce ve inançların bireyin duygusal durumunu etkileyen ya da neden olan temel faktörler olduğu belirtilmektedir. Bilişsel düzeyler ve düşünce süreçlerinin depresyonda nedensel faktör olduğu ileri sürülmektedir (Beck 1987). Depresyondaki insanın düşüncesinin olumsuz yorumlara yanlı olduğu için öyle hissetmesi temel özelliğidir. Beck’e göre, bireyin çocukluktan itibaren yaşadığı olumsuz özellikler, bireyin olumsuz şemalarının oluşmasına neden olmaktadır. Olumsuz şemaların oluşmasında bireyin içinde yaşadığı toplumsal bağlam kadar, mizaç özelliği de önemlidir. Ayrıca özellikle depresyondakilerin olumsuz şemaları, kişinin gerçeği çarpıtmasına neden olan bazı bilişsel yanlılıkları uyarır ve onlar tarafından beslenir. Böylece yetersizlik şeması, depresyondaki kişilerin yaptıkları her şeyde başarısızlık beklentisinde olmalarını sağlar ayrıca bütün ters giden işlerde kendilerine sorumluluk yükler, kendini olumsuz değerlendirme şeması kendi değersizliklerini vurgular.

Depresyon, kaygı bozuklukları gibi, düşünce ve inançların bireyin duygusal durumunu etkileyen veya neden olan temel faktörler olduğu psikolojik özelliklere sahiptir. Beck'in 1987'de ileri sürdüğü gibi, depresyondaki bireyin olumsuz düşüncelerle baskın olması, kendisini olumsuz hissetmesinin temel özelliğidir. Beck'e göre, bireyin çocukluktan itibaren deneyimlediği olumsuz olaylar, olumsuz düşünme kalıplarının oluşmasına katkıda bulunur. Bu olumsuz kalıpların oluşumunda, bireyin içinde büyüdüğü sosyal ortamın yanı sıra kişisel mizaç özellikleri de önemlidir. Depresyondaki bireylerin olumsuz kalıpları, gerçeği çarpıtan ve bu düşünceleri pekiştiren bilişsel yanılsamaları tetikler. Bu durum, depresyondaki kişilerin her şeyde başarısızlık beklentisi içinde olmalarına yol açan yetersizlik şeması gibi düşünme kalıplarını besler. Benzer şekilde, kendini olumsuz değerlendirme şeması, kişinin kendi değersizliğini vurgulayarak her şeyde sorumluluk almasına neden olur.

Bireyin olumsuz şemalarını oluşturmasında çevresel faktörlerin önemi büyüktür. Birey, bilişsel çarpıtmalarla birlikte, olumsuz şemalarını kendisiyle, dünyayla ve geleceğe yönelik algılamalarında sergiler. Depresyonda olan bireylerin bilgiyi algılama ve hatırlamada da olumsuz şemaları vardır. Çünkü bu bireyler, bilgiyi olumsuz bir ışıkta görmekte ve olumsuz yanıtlara odaklanmaktadırlar. Bu bulgu, Dobson ve Shaw (1986), Simons ve diğerleri (1984) gibi çalışmalar tarafından da desteklenmiştir.

Son olarak bilişsel çarpıtma ve depresyon arasındaki ilişki kompleks ve çok yönlüdür. Ancak, bu ilişkiyi anlamak, bireylerin daha etkili bir şekilde tedavi edilmesine ve desteklenmesine yardımcı olabilir. Bilişsel terapiler gibi bireysel terapi yaklaşımları, bireyin bilişsel çarpıtmalarını tanımasına ve değiştirmesine yardımcı olarak depresyonun yönetilmesine yardımcı olabilir.

 

Tarih: 2024-03-01
Yazarlar
Berra Keskin