destek@sayedraterapi.com
destek@sayedraterapi.com

Sayedra Terapi > Blog > HİKİKOMORİ SENDROMU

HİKİKOMORİ SENDROMU

HİKİKOMORİ SENDROMU

Hikikomeri Japonca kökenli bir kelime olup anlamı içe dönmek sosyal olarak geri çekilmek ve izole olma anlamlarına gelmektedir. İlk kez 1980 yıllarında psikiyatr Saito Tamaki tarafından kullanılmıştır. Teknolojinin ve sosyal online ortamların yaygınlaşması ve özellikle 2020’nin başlarında meydana gelen dünyayı kasıp kavuran pandemik hastalık ile birlikte Hikikomori birey sayısı gün geçtikçe  daha da artmaktadır.  

Hikikomeri Sendromunu Japon araştırmacılar genç bireylerin kendilerini  çeşitli sebeplerden sosyal olarak izolasyon ve geri çekme olarak işlerine ve okula devam edememeleri günlük işlerini yerine getirememeleri ve bu durumun 6 aydan uzun sürmesi şeklinde açıklamışlardır. Buna ek olarak bu durumun herhangi  bir psikiyatrik bir bozukluktan kaynaklanmadığı bir sendromdur. Ruhsal bir bozukluktan ziyade aşırı sosyal izolasyonun gerçekleştiği bir durumdur.  Hikikomerik bireyler toplumun gerektirdiği katı normlardan iş yerindeki veya okuldaki aşırı rekabetçi ortamların yarattığı stres, başarısızlık ve yetersizlik hislerinden dolayı evlerine hatta odalarına kapanırlar ve aylarca, yıllarca odalarından  çıkmazlar . Kendilerini tamamen dışarıdan soyutlayan bu bireyler zamanlarını internet kullanarak, Japon animelerini izleme veya Japon çizgi romanı olarak bilinen manga okuyarak geçirirler. Yemeklerini evdeki diğer üyelerin -genellikle anne oluyor- yiyeceklerini hazırlayıp kapının altına koyması ve bireyin de yemeği kapının altından alması şeklinde gerçekleşiyor. Hakikomerik bireyler herkesin uyuduğu gece saatlerini uyanık geçirip gündüz vakitlerinde uyurlar ve böylece günlük rutin işlevselliklerini kaybederler. Bu bireyler böylece evin tek odasında asalak bir yaşam sürdürürler (Demir,2017).

Hikikomori Sendromunun oluşmasında birçok farklı sebep vardır. Bunlar kişilik yapısı olarak içe dönük, kaygılı ve panik bir kişilik yapısına sahip olma,  sosyal olarak baskıcı ve rekabetçi sosyal çevrenin olması ve ebeveynlerinin karakter yapısıyla ilgili olabilmektir.            Yapılan bir vaka çalışmasında içe dönük kişilik yapısının Hikikomeride oldukça büyük  bir etken olduğunu  Hikikomerinin oluşmasında sosyal çevre ile kişilik yapısının bir kombinasyonu şeklinde oluştuğunu öne sürmüştür. Ayrıca ebeveynlerinin eğitim düzeylerinin yüksek olması ile  Hikikomeri arasında  bir ilişki bulunmuş ancak ebeveyn stilleri arasında bir ilişki bulunamamıştır (Umeda ve Kawakami,2012).

 Bu sorun her ne kadar Japonya’da belirse de teknolojinin gelişmesi ile birlikte dünyayı hızla etkisi altına alan “toplumdan uzak teknolojiyle tekbaşınalık” kavramıyla birçok sosyal bilim dalının inceleme konusu olmuştur (Demir,2017). Dr. Saito Hikokomerik bireylerin sosyal yaşama geri dönülse bile ilerleyen dönemlerde ileride çok ciddi bir iş kaybını gözleneceğinin ve devletin çalışmayan vergisin ödemeyen bireylere bakacağını öngörmektedir (Atasoy,2022). Japonya hükümeti bu konuda bir Yalnızlık Bakanlığı kurmuş ve bakanlığın COVİD-2019’dan sonra sayıların bir hayli artan ve toplumda gözle görülür bir sorun haline gelmeye başlayan Hikikomeri sendromu yaşayan  bireyleri topluma geri kazandırmak ve sayılarının azaltmasını hedeflemiştir. Bunun için Hikikomori destek merkezleri ve “Kız Kardeş Kirala” programları oluşturulmuştur. Bu programda özel olarak eğitilen genç kadınlar Hikikomerik bireylerin evlerine giderek onlarla konuşur ve onu ikna etmeye çalışırlar.

Yapılan birçok araştırma Hikikomerik bireylerin henüz teşhis edilemeyen ruhsal-mental sorunlarını olduğunu söylemektedir. bu sorunlar şizofreni, şiddet eğilimi ve intihar girişimleri gibi sorunlar olabilmektedir.  Ancak sosyal olarak geri çekilen gençler tedavi görmeyi veya yardım almayı kabul etmez. Başlasalar da tedaviye devam etmez, tedaviye  yüksek direnç gösterirler. Bu nedenle bu bireyler için var olan hizmetlerin yeterli olmadığı düşünülebilir. Ancak Hikikomeri sendromu yaşayan bireylerin olabildiğince topluma kazandırmak oldukça önemlidir. Çünkü Hikikomeri sendromunu kişilerin kendilerine veya başkalarına zarar verici davranışları olabilmektedir. Japonya’da işlenen bir takım cinayetlerin faili Hikikomerik bireylerdir. Bu bireyler gerektiren durumlarda ev dışına çıkıp cinayet işleyip veya kurbanlarını kaçırabilirler.

COVİD-19 virüsünün ortaya çıkmaması ile dünya genlinde herkes bir süreliğine sosyal izolasyona gitmiş ve evlerinden aylarca dışarı çıkmamıştır. Pandemi nedeniyle sosyal izolasyonun olması ve birçok çevrimiçi çalışmak zorunda kalması sonucu araştırmacılar Hikikomeri riskinin artmasını beklemektedirler. Kubo ve arkadaşlarının (2023) ofis çalışanları üzerinde  yürüttüğü  bir çalışmada bireylere verilen anketlerin sonucunu çeşitli alt boyutlar çerçevesinde analizini yapmışlar ve Hikikomeri eğilimi ile depresyon düzeyinin arttığı yönde bir ilişki bulunmuş, sosyal kısıtlanmanın herhangi bir zihinsel sağlıkla ilgili değişken üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı bulunmuş (Kubo ve arkadaşları,2023). Hikikomeri riski COVİD-19’da artan sosyal izolasyondan çok kötü kişilerarası ilişkilerin bir risk faktörü olabileceği ileri sürüldü. Kişilerarası veya duygusal destek sağlama gibi erken müdahale programlarının geliştirilmesi bu riski azaltmak için önemli bir adımdır.

 

Tarih: 2024-03-04
Yazarlar
Büşra Haliloğlu